Türkçe English

Turizm Sektöründe Cinsiyet Eşitliği Projesi Turizm ve Cinsiyet Portalı Hoşgeldiniz

GALERİ

Projemizin Uygulama Yeri

Kaçkar Dağları Milli Parkı ve Fırtına Vadisi (Türkiye)

Gran Paradiso Milli Parkı (İtalya)

Šumava Milli Parkı (Çekya)

Hedef Gurubumuz

Projemizin hedef gurubu dört başlık altında toplanmaktadır:

(1) Kaçkar Kağları Mill, Parkı ve Fırtına Vadisi Havzası (Türkiye), Gran Paradiso Millİ Parkı (İtalya) ve Šumava Milli Parkı’nda (Çekya) yer alan 200 turizm işletmesi

(2) Kaçkar Kağları Mill, Parkı ve Fırtına Vadisi Havzasında turizm sektöründe çalışan 400 genç,

(3) Kaçkar Kağları Mill, Parkı ve Fırtına Vadisi Havzası’nın kırsal yerleşmelerde yaşayan 400 işsiz kadın ve genç

(4) Görme ve işitme engelli 200+ genç

(5) 500 Yerel halk

Final Faydalanıcımız

Proje hedef gurubumuzun aileleri, sosyal ve iş çevreleri, medya temsilcileri projemizin final faydalanıcısını oluşturmaktadır.

Neler Yapacağız

1) Proje sözleşmesi imzalanmasının ardından etkin bir proje yönetimi ve koordinasyon birimi oluşturulacaktır. Proje süresinde etkin ve güçlü bir şekilde izleme, ölçme, değerlendirme ve raporlama metodolojisi geliştirilecektir.
2) FreemiumTURIZM Uygulaması hazırlanacak, Android ve iOS’da yayınlanacaktır.
3) Kaçkar Dağları Milli Parkı'nın Dijital haritaları üretilecek ve bir kitapçık halinde çoğaltılacaktır.
4) Kaçkar Dağları Milli Parkı ve Fırtına Vadisi'nin görünürlüğünün artırılması için belgesel film hazırlanacak;
Kaçkar Dağları Milli Parkı ve Fırtına Vadisi'nin bilgi kitapçıkları hazırlanarak çoğaltılacaktır.
5) Sesli ve Görüntülü KAÇKAR Uygulaması hazırlanacak, Android ve iOS’da yayınlanacaktır.
6) Dijital Turizm Atölyesi yapılacaktır.
7) Proje Eş-Başvuran ülkelerinde deneyim paylaşımına yönelik faaliyetler (Sorumlu ve Dijital Turizm için İtalya Örneği çalışması, Cinsiyet ve Turizm için Çekya örneği çalışması ve Türkiye'de Paydaş toplantısı ve foto-SAFARİ çalışması) yapılacaktır.
8) Ekolojik turizm potansiyeli faaliyetleri kapsamında bir adet saha araştırması yapılacak; Ekolojik Turizm Potansiyeli Atölyesi düzenlenecektir.
9) turizmde kadınların ve gençlerin rolünün artırılması için “Turizmde Kadın Emeği” konulu saha araştırması yapılacak; Kaced Sosyal Kuluçka Merkezi kurulacak; “Turizm ve Cinsiyet” konulu portal oluşturulacak ve yayınlanacaktır.
10) Proje kapsamında üretilecek bütün materyaller görsel ve işitsel materyallere çevrilecek ve engelli bireylerin kullanımına sunulacaktır.
11) Projenin görünürlüğü için farkındalık ve tanıtım faaliyetleri geliştirilecektir.
12) Projenin sürdürebilirliği için eş-başvuranlarla gelecek planı toplantısı yapılacaktır.

Faaliyetleri

Faaliyet 1: Proje Ofisi ve Ekibinin Kurulması

Faaliyet 2: FreemiumTURIZM Uygulamasının hazırlanması ve yayınlanması

Faaliyet 3: Kaçkar Dağları Milli Parkı'nın Dijitalleştirilmesi

Faaliyet 4: Kaçkar Dağları Milli Parkı ve Fırtına Vadisi'nin Görünürlüğünün Artırılmasına Yönelik Faaliyetler:

Faaliyet 4.1 Belgesel Film

Faaliyet 4.2) Bilgi Kitapçıklarının Hazırlanması ve Çoğaltılması

Faaliyet 5: Sesli ve Görüntülü KAÇKAR Uygulamasının hazırlanması ve yayınlanması

Faaliyet 6: Dijital Turizm Atölyesi Faaliyeti

Faaliyet 7: Proje Eş-Başvuran Ülkelerinde Deneyim Paylaşımına Yönelik Faaliyetler:

Faaliyet 7.1: Sorumlu ve Dijital Turizm İçin İtalya Örneği

Faaliyet 7.2: Cinsiyet ve Turizm İçin Çekya Örneği

Faaliyet 7.3: Türkiye'de Paydaş Toplantısı ve Foto-SAFARİ

Faaliyet 8: Ekolojik Turizm Potansiyeli Faaliyetleri:

Faaliyet 8.1: Saha Araştırması Yapılması

Faaliyet 8.2: Ekolojik Turizm Potansiyeli Atölyesi Düzenlenmesi:

Faaliyet 9: Turizmde Kadınların ve Gençlerin Rolünün Artırılması Faaliyetleri:

Faaliyet 9.1: Turizmde Kadın Emeği Üzerine Saha Araştırması

Faaliyet 9.2: KACED Sosyal Kuluçka Merkezinin Kurulması:

Faaliyet 9.3: Turizm ve Cinsiyet Portalının Oluşturulması ve yayınlanması:

Faaliyet 10: Projeye Engelli Erişimi Faaliyetleri

Faaliyet 11: Farkındalık ve Tanıtım:

Faaliyet 12: Proje Gelecek Planının Hazırlanması

Proje iletişimi:

Proje hakkında detaylı bilgi için proje koordinatörümüz Dr. Yasar YEGEN ile iletişime geçebilirsiniz:
E-mail: yasar@kaced.org
Telefon: 0542 805 16 53

e-mail: info@kaced.org adres: Çarşı Mah., Hacı Eşref Cad., Boştan İşhanı, No:16/, 302, 53100 Merkez/Rize, Türkiye Tel: 0 464 715 14 16 Web: www.kaced.org
e-mail: info@tursab.org.tr adresi: Dikilitaş Mah. Aşık Kerem Sok. No:40 Fulya 34349 Beşiktaş/İstanbul, Türkiye tel: +90212 259 84 04 web: www.tursab.org.tr
e-mail: info@genderstudies.cz adresi: Masarykovo nábřeží 8, Prag 2, Çekya Tel: +420 224 915 666 web: www.genderstudies.cz
e-mail:info@aitr.org adres: Via Cufra, 29, 20159 Milano, İtalya Tel: +02-25785763 web: www.aitr.org
  • Toplumsal cinsiyet açısından turizm

    Toplumsal cinsiyet eşitsizliği küresel gündemi yıllardır meşgul eden ve dünya çapında çok az gelişim sağlanan toplumsal problemlerden biri olmuş ve 2015 yılında toplanan Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesinde belirlenen Sürdürülebilir Kalkınma Göstergelerinin arasında yer almıştır. Bu bağlamda uluslararası kuruluşlar, yatay katmanlaşma nedeniyle kadın çalışan sayısının fazla olduğu turizm sektörünü kadınların konumlarının güçlendirilmesi için bir araç olarak teşvik edilmesi gerektiğini öne sürmüşlerdir. Bu bağlamda, turizm sektörünün kadınların güçlendirilmesinde önemli bir rol oynadığını ortaya koyan güçlü bir literatür bulunmaktadır. Bu çalışmalar ağırlıkla belirli bir turizm bölgesinde veya turizm alanlarında istihdam edilen kadınların çalışma koşulları üzerine odaklanmakta ve dolayısıyla mikro boyutta kalmaktadırlar. Genel yazında bu sektördeki kadın istihdamının makroekonomik yayılma etkileri göz ardı edilmektedir. Turizm sektörü uyarılmış etkileri aracılığıyla ulusal çapta erkek istihdamını kadınlar aleyhine genişletebilir. Sektörün ileri ve geri bağlantılarının olduğu inşaat, teknik servis, ulaştırma vs. gibi erkek egemen sektörlerdeki genişleme, turizm sektöründe yaratılan kadın istihdamının ulusal yayılma etkisini kısıtlayabilir. Bu bağlamda kadının güçlendirilmesi için teşvik edilmesi tavsiye edilen turizm sektörü, ulusal kadın istihdamında eşitsiz bir gelişime yol açarak politika hedeflerinin tersi bir durumu ortaya çıkarabilir.

Turizm sektörü

Turizm sektörü, yüksek yurt içi katma değere sahip olmasıyla ihracata dayalı diğer sektörlere göre en yüksek döviz getirisini sağlayan sektörlerin başında gelmektedir. Turizm, hizmet sektörü içerisinde yüksek bir paya sahip olmakla birlikte kurduğu geri bağlantılarla diğer sektörleri de dolaylı olarak etkilemektedir. Diğer hizmet sektörlerinde olduğu gibi emek yoğun teknikler ile üretimin gerçekleştirilmesi nedeniyle emek talebi süreklilik arz etmektedir. Ayrıca hizmet sektörünün “feminizasyonu” ya da ilişkisel işlerin yatay katmanlaşma nedeniyle daha çok kadınlar tarafından yürütülmesi sonucunda turizm sektörü ağırlıkla kadınların istihdam edildiği bir sektör olarak kadınların güçlendirilmesi için amaçlanan politikaların odağında olmuştur. Özellikle konaklama ve yiyecek-içecek üretiminin ataerkil toplumlarda kadın işi olarak görülmesi turizm kesimini çoğunluğunu kadınların oluşturduğu bir sektör haline getirmiştir.

Neden Turizm ve Cinsiyet

Toplumsal cinsiyete dayalı ayrımcılık, kadınların çalışma hayatında gerek istihdam olanaklarına erişim gerek ücret, çalışma koşulları, sosyal güvenlik gibi uygulamalar bakımından karşılaştıkları sorunların en önemli sebepleri arasında yer alırken sürdürülebilir kalkınmanın da önünde engel teşkil etmektedir. Toplumsal cinsiyetin neden olduğu önyargılar ve engellemeler tüm sektörlerde olduğu gibi, ülke ekonomisi ve kalkınması için oldukça önemli bir sektör olan turizmde de kadın erkek arasında eşitsizliklere neden olmaktadır. Cinsiyet, biyolojik olarak kadın ve erkek arasındaki ayrımı anlatırken toplumsal cinsiyet, kadınlar ve erkekler arasındaki toplumsal olarak kurulan ve kültürel kaynakları olan farklılıklara, “erkeklik” ve “kadınlık” arasındaki toplumsal bakımdan eşitsiz bölünmeye gönderme yapmaktadır (Marshall, 1998). Kadınlar ve erkekler için toplum tarafından inşa edilen roller, davranışlar ve nitelikler toplumsal cinsiyet kavramı ile ifade edilmektedir (UNDP, 2019). Toplumsal cinsiyetin, istihdam piyasasında çoğu zaman kadınlar aleyhine yansımaları bulunmaktadır. İstihdamda toplumsal cinsiyet ayrımı, gerek istihdama katılım oranları gerekse de meslek yapısında erkekler ile kadınlar arasında görülen eşitsiz dağılımı ifade etmektedir. Meslek yapısında cinsiyet ayrımı iki şekilde gerçekleşmektedir, dikey ayrımda erkekler mesleki hiyerarşinin tepesinde kadınlar dibinde kümelenirler, yatay ayrımda ise aynı mesleki düzeyde erkeklerle kadınlara farklı işler düşmekte, kadınlara daha düşük sorumluluklar verilmektedir (Marshall, 1998). İşsizlik ve insana yakışır iş açığı tüm dünyada önemli bir sorun olmaya devam etmekle birlikte özellikle kadınlar istihdama katılım oranı bakımından oldukça dezavantajlı durumdadır. Dünya genelinde erkeklerin (15-64 yaş) %78’ine karşılık kadınların %55’i işgücü piyasası içinde yer almaktadır (WEF, 2019). Bu durum kadınların ekonomik özgürlüğünün engellenmesinin ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin derinleşmesinin önemli nedenlerindendir. Eşitsizliğin küresel ekonomiye etkisini yansıtması bakımından Dünya Bankası tarafından yapılmış olan araştırma sonuçları çarpıcıdır. Yapılan araştırmaya göre kadınların çalışma hayatında yer almasının küresel gayri safi yurtiçi hâsıla üzerindeki etkisi %37 iken, toplumsal cinsiyete dayalı ayrımcılığın ortadan kalkması ve kadınların çalışma yaşamına erkeklerle eşit şekilde katılması durumunda, 2025 yılına kadar küresel gayri safi yurt içi hâsılada %26’lık ilave artış söz konusu olacaktır (Dünya Bankası, 2017). Türkiye’nin toplumsal cinsiyet alanındaki durumu değerlendirildiğinde, üyesi olduğu Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) üye ülkelerinin ortalamasının oldukça gerisinde kaldığı görülmektedir. Kadınların istihdama, siyasete ve karar alma mekanizmalarına katılımlarının düşüklüğü gibi nedenlerle Türkiye, “Küresel Toplumsal Cinsiyet Uçurumu Endeksi”nde 144 ülke arasında 130. sırada yer almaktadır (Kadının Kalkınmadaki Rolü Özel İhtisas Komisyonu Raporu, 2018). Ülkemizde kadın istihdamı ve kadınların işgücüne katılımı erkeklere nazaran oldukça düşük seviyededir. Türkiye İstatistik Kurumu’nun Aralık 2019 verilerine göre, ülkemizde işgücüne katılma oranı erkeklerde %72, kadınlarda %34,4’tür. Yalnızca istihdam olanaklarına erişim değil ücret koşulları bakımından da kadınlar aleyhine var olan eşitsizlik Uluslararası Çalıma Örgütü (ILO) ve Türkiye İstatistik Kurumu işbirliğinde hazırlanan Cinsiyete Dayalı Ücret Farkının Ölçümü: Türkiye Uygulaması başlıklı raporda ortaya konmuştur. 2018 yılı verileriyle hazırlanan raporda kadınlar ve erkekler arasındaki ücret farkının erkekler lehine %21,1 olduğu ifade edilmektedir. Rapor annelik ücret farkına ilişkin durumu da ortaya koymaktadır. Buna göre anneler ve babalar arasındaki ücret farkı %19 düzeyindedir (Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, 2020). Kadın istihdamında nicelik açısından varolan olumsuz tablo nitelik açısından da benzer durumu yansıtmaktadır. Türkiye İstatistik Kurumu’nun yürüttüğü Hane Halkı İşgücü Araştırması’na göre, Türkiye’de 2017 yılında erkek yönetici oranı %82,7 iken kadın yönetici oranı %17,3’tür (İKV, 2019). 2019 ILO verilerine göre ise, Türkiye’de kadınların istihdamdaki payı %25, toplam yönetimdeki payı %13, üst düzey yönetici pozisyonunda işletmelerdeki payı %10’un altında ve orta ve üst yönetimdeki payı %12’nin altındadır (Akgül, 2020). Turizm, hizmet sektörü içinde istihdam yoğunluğu yüksek bir sektör olarak ekonomi üzerinde oldukça önemli etkilere sahiptir. Farklı sektörlerde kadın istihdamı erkek istihdamına oranla düşük seviyelerde olmasına rağmen turizmde istihdam edilen kadınlar sayıca fazladır. Turizm sektöründe çalışan kadın sayısı tün dünyada yaklaşık 61 milyondur (UNWTO, 2019). Turizm sektörü kadınlara yeni istihdam alanı oluşturmakta ve işgücüne aktif katılımlarında önemli rol oynamaktadır. 2019 yılı verileriyle dünya genelinde tüm sektörlerde %44,6 olan kadın istihdamı, turizm sektöründe %54’tür (Yetiş ve Çalışkan, 2020). Türkiye ise, Avrupa’da kadın çalışan sayısında en az orana sahip ülkeler arasındadır, konaklama ve yiyecek içecek hizmetlerinde çalışan kadınların oranı %14,83’tür (Akgül, 2020). Turizm sektöründe işgücünün çoğunluğunu kadınlar oluşturuyor olsa da sektörde kadınların en düşük ücretli ve en düşük statülü işlerde çalışma eğilimi sürmektedir (UNWTO, 2019). Kadınların turizm sektöründeki konumlarında, toplumsal cinsiyete dayalı işbölümü belirleyici olmakta, kadınlar genellikle kat hizmetleri, mutfak, servis gibi ev işlerinin bir uzantısı olarak kabul edilebilecek birimlerde alt düzeylerde çalışmaktadır. Dünya Turizm Örgütü’nün (UNWTO) 2019 yılı Turizmde Kadın İstihdamı Küresel Raporu kadınların turizm sektöründe karar verici pozisyonlara uzaklığını göstermektedir. Konaklama sektöründe çalışanların %70’i kadın olmasına rağmen yönetici pozisyonlarında %40, genel yönetici pozisyonunda %20 oranında yer almakta, en üst düzey yönetici pozisyonlarında %8’den az kadın bulunmaktadır (Akgül, 2020). UNWTO raporu turizm sektöründe kadın ve erkek arasındaki ücret farkına ilişkin veriler de ortaya koymaktadır, rapora göre turizm sektöründe çalışan kadınlar, erkeklere oranla yaklaşık %15 daha az kazanç elde etmektedir. Düşük ücretlere ek olarak kadınlar aile işletmelerinde büyük oranda ücretsiz aile işçiliği de yapmaktadır (UNWTO, 2019). Toplumsal cinsiyet ayrımı kadınların istihdam ile elde edecekleri sağlık ve emeklilik gibi haklardan da kısmen faydalanabilmesine neden olmaktadır. Toplumun kadınlara yüklediği rollerin gereği olarak kadınlar aile üyelerinin bakımı için zaman ayırabilmek adına çalışma saatleri daha esnek olan kısmi zamanlı çalışabilecekleri işleri tercih etmekte ya da enformel işlere yönelmektedir. Sosyal güvenlik sistemi formel işlerde istihdam edilip düzenli prim ödenmesini gerekli kıldığından kadınlar düşük ücretlere ek olarak sosyal güvenlik gibi istihdamla birlikte edinilen haklardan da faydalanamamaktadır. Ayrıca sektör, talep ile bağlantılı olarak, çalışma saatlerinin uzun ve yoğun olduğu, mevsimsel istihdam ilişkisinin kurulduğu, diğer sektörlere kıyasla eğitimli ve nitelikli işgücüne daha az ihtiyaç duyulan, sendikalaşma ve toplu iş sözleşmesi oranının da düşük olduğu bir sektördür. Bu durum turizm sektöründe istihdam edilecek kadınların rolü ve konumu bakımından da belirleyicidir (Yetişkin ve Çalışkan, 2020). Toplumsal cinsiyet eşitsizliği kadınların ekonomik özgürlüklerini elde etme çabalarının önündeki önemli engellerden biridir. Kadın ve erkekler için belirlenen rol ve sorumlulukların kadın istihdamına etkisini ortaya koymak amacıyla Ankara’da bulunan turizm işletme yöneticilerinin katılımı ile yapılan araştırma, kadınları çalışmaya yönlendiren en önemli faktörün ekonomik bağımsızlık kazanmak iken işten ayrılmalarının temel nedeninin iş ve aile çatışması olduğunu yansıtmaktadır (İkiz, 2020). Aynı araştırma toplumsal cinsiyetin, sektörde istihdam edilen kadınların konumunu da etkilediğini göstermesi bakımından önemlidir. Katılımcılar, her ne kadar kadınların firma verimliliğini olumlu etkiledikleri düşünülse de turizm sektöründe işlerin cinsiyetlere göre ayrıldığı, kadınların cinsiyetlerine uygun işlerde, erkeklerin ise esneklik gerektiren daha ağır işlerde çalıştırılmak için işe alındığını ifade etmişlerdir. Ayrıca araştırmada kadın erkek arasındaki bu ayrımı, yöneticilerin, özel çalışma gereksinimi gibi nedenlerle rasyonelleştirdiği görülmüştür (İkiz, 2020). Şanlıurfa’da faaliyet gösteren turizm işletmelerindeki kadın çalışanlara yönelik gerçekleşen farklı bir araştırmada da katılımcıların yarısından fazlası sektörde kadın işi, erkek işi ayrımı olduğunu ifade etmiş, ayrıca katılımcıların yaklaşık %60’ı kadın ve erkek arasında ücret farkı olduğu yönünde görüş bildirmiştir (Çakır vd., 2017). Kadın istihdamı ile bağlantılı olarak kadınlar kendi girişimlerini kurma konusunda da ikincil pozisyonda kalmaktadır. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin kadın girişimciliğine etkileri konusunda önemli turizm bölgelerinden olan Alanya, Kaş, Bodrum ve Marmaris ilçelerinde toplam 40 kadın girişimci ile yapılan araştırmanın katılımcıları, kadın girişimcilerin kendi işlerini kurmaları konularında engellendiklerine dikkat çekmişlerdir. Çalışmada, erkeklerin aileyi geçindirmekten sorumlu olması perspektifinden yola çıkıldığında, kadınların aile ekonomisine katkı sunan olarak değersizleştirildiğinin ve kadınların çalışması ve girişimci olmalarının çok fazla kabul görmediğinin altı çizilmiştir (Altındal, 2016).

Turizm Araştırmalarında Toplumsal Cinsiyet

Turizm sektörü, kadınlar için yarattığı istihdam olanakları sayesinde, toplumsal cinsiyet yapısını ilişkisel ve makro düzeylerdeki maddesel ilerlemeler aracılığıyla toplumsal cinsiyet eşitsizliği üzerinde olumlu etkiler yaratmaktadır. Diğer sektörlerle karşılaştırıldığında turizm sektöründeki işe alım şartları göreceli olarak düşüktür, dolayısıyla iş tecrübesi ve vasıfları erkeklere göre geri bırakılmış olan kadınların işe girme olasılıkları bu sektörde daha yüksektir. Bu sayede 29 turizm sektöründe çalışma imkânı bulan kadınlar ilişkisel düzeyde hem temsil oranlarını artırarak üzerlerindeki performans kaygılarını azaltmakta hem de kültürel olarak haklarındaki kalıp yargılarla mücadele edebilecek toplumsal dayanışma ağlarına erişimlerini kolaylaştırmaktadırlar. Ayrıca makro düzeyde gelirlerini artırıp becerilerini geliştirme imkânlarına da sahip olarak cinsiyet farkındalık ve bilinçlerini kültürel boyutta da arttırmaktadırlar. Kadın emeği üzerindeki tüm bu üstünlüklerine rağmen turizm sektörü kadınları görece düşük iş pozisyonlarında sabitleyerek cinsiyet açığının artmasına da neden olabilir. Bu bağlamda, turizm sektöründeki toplumsal cinsiyet yapısını makro düzeyde inceleyen çalışmalar ağırlıkla turizm istihdamı aracılığıyla kadınların toplum içindeki konumlarının güçlendirilmesi tartışması üzerine yoğunlaşmıştır. Toplumsal cinsiyet açısından güçlendirme kavramı kadınların yaşamları üzerindeki kontrollerinin toplumsal, iktisadi ve politik olarak dönüşümünü ve bu dönüşümleri sağlayacak birlikte hareket etme güdüsünü ortaya çıkarma yollarını içerir. Bu bağlamda kadınların ücretli işlerde istihdam edilmesi onların iktisadi olarak güçlendirilmesi için zorunlu bir şart olarak gözükebilir. Fakat yapılan çalışmalar kadın istihdamının çelişkili iktisadi sonuçları doğurduğunu göstermektedir. Makro düzeydeki çalışmalar kadınların daha sömürücü üretim yapılarında (ihracata dayalı sektörler) ve kayıt dışı sektörlerde çalıştıklarını ortaya koyarken, mikro düzeyde yapılan çalışmalar kadınların gündelik hayatta güçlendirildiğini öne sürmektedir (Him, 2020). Aynı açmaz turizm sektöründe istihdam edilen kadınların güçlendirilmesi hakkındaki yazında da bulunmaktadır. Turizm üzerine yapılan birçok araştırma, kadınların ağırlıkla temizlik, konaklama ve karşılama gibi görece daha düşük ücretli konumlarda istihdam edildiklerini ve sektördeki işlerin bu şekilde bölümlendiğini ortaya koymaktadır (Sinclair, 1997). Diğer yandan turizm ve toplumsal cinsiyet yazınının çoğunluğunu kapsayan ülke veya dar bölge temelli ampirik ve niteliksel çalışmalar turizm istihdamı aracılığıyla kadınların bir çok yönden güçlendirildiğini ortaya koymaktadır. İlk olarak turizm istihdamı kadınların aile içindeki erkeklerden finansal olarak bağımsız olmalarını sağlamaktadır. Finansal bağımsızlığı doğuran turizm sektöründeki yeni iş imkânları kadınlara ayrıca 30 geleneksel iş yüklerine göre daha rahat çalışma koşulları sundukları, onların girişimcilik faaliyetlerini destekleyip gelirlerinin yönetimine egemen olma ihtimallerini güçlendirdiği ve iş eğitimleri aracılığıyla vasıflarını yükselttikleri birçok çalışma tarafından ortaya konmuştur. Kadınların iktisadi olarak güçlendirilmeleri onlara içinde bulundukları ataerkil toplum yapısının dayattığı koşulları dönüştürme ve onlara karşı mücadele etme özgüveni ve örgütlenme olanaklarını sağladığı mikro temelli çalışmalarda gösterilmiştir.

Turizmde Kadın İstihdamı

Turizmde kadın istihdamının önündeki başka bir algı ise, kadının genelde ev dışında çalışmasına karşı olan önyargılı tutum yer alır. Kapadokya bölgesinde, turizmde kadın istihdamı üzerine yapılan bir inceleme neticesinde, kadınların turizm sektöründe çalışmasının uygun görülmediği, turizm işinin erkeklere göre bir iş olduğu, kadınların evde kalmasının daha münasip karşılandığı gözlemlenir. Türkiye’de kadın istihdamının önündeki birtakım toplumsal engellerin, toplumsal cinsiyet kavramının kültür ile etkileşimde olduğu ifade edilmektedir. Bunlara örnek olarak ise, taciz, dedikodu ve namus gibi kavramların ortaya çıktığı dile getirilmektedir. İşverenler ve kadınların eşleri bu tip algıların varlığından dolayı, kadınların işe girmesine sıcak bakmadığı iddia edilmektedir. Toplumsal cinsiyet farklılıkların henüz küçük yaşlarda aşılanmasından dolayı kadın-erkek bir arada yaşam algısının olumsuz bir durummuş gibi algılanması da günümüzde kadın istihdamının kırılamayan tabuları arasında yerini aldığı düşünülmektedir. Ailelerin aile dışındaki erkek bireylerle bir arada bulunmasını istemesi, siyasi otoritenin de bunu destekler nitelikte görüşler ortaya atmasının toplumda kadın erkek bireylerin bir arada herhangi bir amaç sebebiyle bir arada bulunmasının olumsuz algılanmasını güçlendirmekte olduğu ileri sürülmektedir. Kadınlar açısından turizm sektöründe birçok problem bulunsa da toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlama bağlamında büyük bir koz olarak değerlendirilmektedir. Sektörde istihdam edilen kadınların sayısı arttıkça kadınların aile ve çevrelerinde de “çalışan kadın” algısının zamanla değişeceğine inanılmaktadır. Sadece aile ve çevre değil turizm otoritelerinin de kadınsız bir turizm sektörünün ayakta kalamayacağını hatırlatması açısından önem arz ettiği ifade edilmektedir.

Turizmde Kadın sorunları

TÜİK 2018-2024 verilerine göre kadınların yönetici pozisyonunda iş hayatında görev alması her ne kadar artmış olsa da bu oran yeterli görülmemektedir. Erkeklerle eş oranda ilerleme sağlayan bir durumun mevcut olduğunu söylemek mümkün değildir. Anadolu Ajansı’nın haberine göre, 2012 yılında Türkiye’deki yönetici kadınların oranı %14,4 iken bu oran 2018 yılında %16,3 olarak belirlenmiştir. Görüleceği üzere %1,9 artış söz konusu olsa da mevcut artışın yıllar bazında oldukça düşük seviyede seyrettiğini görmek mümkündür. Kadınların yönetici pozisyonunda yeteri kadar yer alamamalarının sebepleri arasında, işyerindeki davranışsal sorunların yanında cesaret ve heves kırıcı yaklaşımlarında yer aldığı ifade edilmektedir. Hatta kadınların yoğun olarak görev aldıkları iş kollarında bile erkek yöneticilerin fazlalığı göze çarpan odak noktalar arasında yer almaktadır. Kadınlar günümüzde iyi bir eğitim düzeylerine sahip olsalar dahi, kadın yöneticilerin sayısı beklenilenin altın kaldığı ifade edilmektedir. Kadınların yönetici pozisyonlarında sık yer almamasının sebeplerinden birisi olarak da işe alım sırasında eşit haklar tanınmaması olarak değerlendirilmiştir. Çünkü kadın ve erkek bireyler işe girerken farklı kademelerde işe alınmasından dolayı kadının statüsünden kaynaklı yükselmesinin erkeklere oranla genel itibariyle daha geriden gelmesi olarak düşünülmektedir. Bir başka bakış açısıyla değerlendirmek gerekirse ayrımcılık politikalarından bahsedilebilir. Örneği Dikey ve Yatay ayrımcılık konuları bunlara örnek olarak verilebilir. Kadınla aynı statü ve makama sahip erkek bireyin daha fazla sorumluluk alması, yatay ayrımcılığa örnek gösterilebilir. Tabi ki bu sorumlulukların görevde yükselmek amaçlı stratejik olarak alındığının bilinmesinde fayda vardır. Dikey ayrımcılıkta ise, kadınlar daha düşük bir statüde daha az sorumluluk yüklenerek geri planda bırakılması şeklinde açıklanabilir. Bu yüzden erkekler kadınlara göre daha fazla yönetici pozisyonunda görev yapmaktadır denilebilir. Temel olarak kadınlar anaç yapıda olduklarından dolayı, evleriyle ve çocuklarıyla ilgilenmek zorunda kalmalarından dolayı işlerine yeteri kadar vakit ayıramamaları, erkeklere oranla terfi etmek, görevde yükselmek amaçlı daha fazla mesai harcamak zorunda kaldıklarından dolayı, iş yerlerinden yönetici basamaklarını erkeklere göre çok daha yavaş bazen ise hiç çıkamamaktadırlar denilebilir. Ayrıca erkek bireylere oranla kadınlar yönetici pozisyonlarında veya görevde yükselmek istediklerinde, eşlerinden ve çocuklarından ayrı kalmak veya vazgeçmek durumunda bırakıldığı dahi düşünülmektedir. Kadınların iş yaşamlarında karşılaştığı sorunlardan birkaçı, temsil, mobbing (psikolojik baskı, yıpratma politikaları), cam tavan, kraliçe arı sendromu olarak ifade edilebilir. Hizmet sektörünün bacasız sanayisi olarak da bilinen turizm sektöründeki istihdamın çoğunluğunun kadınlardan meydana geldiği bilinmektedir. Bunun temel sebebi olarak, turizm sektöründeki işlerin büyük bir kısmının daha feminen işler olarak tanımlanmasından kaynaklandığı düşünülmektedir. Yemek yapmak, temizlik yapmak, karşılama yapmak, yemek pişirmek gibi hususlara kadınlara has işler olarak görülmesinden dolayı turizm sektöründe istihdamın daha çok kadın odaklı yapıldığı iddia edilmektedir. Anlaşılacağı üzere mevcut istihdamların genellikle alt seviye olarak tanımlanan işlerden oluştuğunu görmek mümkündür. Turizm sektöründe de kilit pozisyonlarda (yönetici pozisyonu) görev alırken kadınların yükselmeye imkân vermeyen işlerde istihdam edildiğini gözlemlemek mümkündür. Kadınların iş yaşamında yükselmesini, başarılarına ve liyakat durumlarına bakılmaksızın engelleyen görünmez bir sistem olarak tanımlanmaktadır. Sadece turizm sektörü değil birçok sektörde, cam tavan sendromunun varlığı bilinmektedir. Mobbing kavram, aslında psikolojik şiddet temelli bir olgudur denilebilir. Her sektörde olduğu gibi turizm sektöründe de yer aldığı söylenebilir. Kadınlara yapılan mobbing’in sebepleri arasında, erkek yöneticiler tarafından kadınların terfilerinin engellenmesi, erkek bireylerin daha ataerkil anlayıştan dolayı kadın yönetici yerine erkek yöneticiyi tercih etmesi, kadınların çalıştığı iş yeri aynı zamanda sosyal yaşam alanları olarak kabul görmektedir Erkekler, kadınlara göre daha fazla sosyalleşebildikleri için, işyeri psikolojisini daha kolay atlatabilirken, kadınlar genellikle iş sonrası sorumluluk sahaları olarak kabul edilen evlerine ve çocuklarına döndüğü için ve iş-ev arası bir döngüde kalmalarından dolayı psikolojik baskılara dayanamadığı değerlendirilmektedir. Bir diğer sebep, kadın bireylerin gebe kalması, annelik görevlerinin olması, iş yerinden uzak kalabileceği gibi hususlardan dolayı da amirlik makamlarına atanmasına sıcak bakılmadığı düşüncesi öne çıkmaktadır. Kraliçe Arı Sendromu, genel olarak iş yaşamlarında belirli noktaya gelmiş kadınların erkek bireylere daha yakın durarak, hemcinslerinden uzak durması, diğer kadın çalışanları zor durumda bırakması, kadının erkek bilinciyle hareket ederek konumunu farklılaştırması olarak tanımlanabilir. Diğer sektörlerde olduğu gibi turizm sektöründe de bu tip sendromlara rastlamak mümkündür.

AB Ülkelerinde Turizm ve Cinsiyet

Bu bölümde AB ülkeleri için Dünya Ekonomik Forumu’nun yayınladığı Küresel Cinsiyet Eşitliği Raporundan elde edilen Cinsiyet Eşitliği Endeksi aracılığıyla AB ülkeleri için işgücü piyasasındaki kadın eşitsizliğinin boyutları betimsel olarak sunulacaktır. Sözü geçen rapor kadın eşitsizliğini dört farklı boyutta ele almaktadır: (1) iktisadi katılım ve fırsatlar, (2) eğitime erişim, (3) sağlık ve sağkalım, (4) siyasi güçlendirme. İktisadi Katılım ve Fırsatlar Endeksi: Bu alt endeks kadınların iktisadi faaliyetlere ne düzeyde katıldıklarını ve işte fırsat eşitliğinin boyutunu üç farklı kavrama dayanarak göstermektedir; işgücü açığı, ücret açığı ve yükselme açığı. İşgücü açığı basit bir şekilde kadın ve erkeklerin işgücüne katılım oranlarının farkıyla ölçülmektedir. Ücret açığı ise kadın ve erkeklerin kazandıkları tahmini gelirin oranı ve Dünya Ekonomik Forumu’nun Yönetici Görüşleri Anketinden aynı işi yapan kadın ve erkeklerin aldığı ücretlere dayanarak hesaplanmıştır. Son olarak yükselme açığı ise kadınların milletvekilleri, üst düzey görevliler ve yöneticiler arasındaki oranı ve ayrıca kadınların teknik ve profesyonel çalışanlar içindeki payı ile ölçülmüştür (WEF, 2023). ● Eğitime Erişim: Kadın ve erkekler arasındaki eğitime erişim açığı birincil, ikincil ve üçüncül eğitim seviyelerinde olan kadınların erkeklere oranıyla ölçülmektedir. ● Sağlık ve Sağkalım: Kadın ve erkekler arasında sağlık durumları farklılıklarını ölçen bu alt endeks, erkek çocuk tercihi nedeniyle sonlandırılan 35 gebelikleri ölçmek için kullanılan doğumda cinsiyet oranı ve beklenen yaşam süreleri arasındaki fark aracılığıyla hesaplanır. ● Siyasi Güçlendirme: Bu endeks en yüksek siyasi karar alma konumlarında bulunan kadınlar ve erkekler arasındaki açığı ölçmektedir. Bu bağlamda bakanlık düzeyindeki pozisyonlarda görev alan kadınların ve mecliste sandalyesi bulunan kadınların bu konumlardaki erkeklere oranı ile hesaplanmaktadır. Bunlara ek olarak 50 yılda başbakan veya cumhurbaşkanı görevlerinde bulunan kadınların görev süresinin erkeklere oranı da eklenmektedir (WEF, 2024). Okumakta olduğunuz bu çalışma turizm sektörünün kadının ekonomik olarak güçlendirilmesine odaklandığından ötürü iktisadi katılım ve fırsatlar alt endeksine odaklanmaktadır. Bu bölümde de AB ülkeleri için küresel cinsiyet eşitliği endeksi ile iktisadi katılım ve fırsatlar alt endeksi birlikte değerlendirilerek sunulacak ve bu alt endeksi oluşturan diğer değişkenler sunulacaktır.

Cinsiyet Eşitliği Endeksi ve İktisadi Katılım Endeksi:

AB ülkelerinin 2024 yılındaki cinsiyet eşitliği ve iktisadi katılım endekslerinin değerleri aşağıdaki Şekilde gösterilmiştir. Grafiğe göre 2024 yılında AB ülkelerinin cinsiyet eşitsizliği endeksi genel olarak Dünya ortalamasının üzerinde seyretmiştir. Yalnızca Kıbrıs (0,669), Çekya (0,667) ve Malta (0,663) için oranlar neredeyse Dünya ortalamasına (0,659) eşit çıkmıştır. Bu ülkelerin Avrupa Birliği’ne 2004 ve sonrasında üye olan ülkeler arasında olmaları bu sapmayı açıklamaktadır. Birliğe daha eski tarihlerde üye olan ülkeler ile yeni ülkeler arasında 2008 yılı itibariyle ciddi farklar bulunmaktadır. İktisadi katılım ve fırsatlar endeksine göre Avusturya (0,587), İtalya (0,587), Malta (0,663) ve İspanya (0,577) dışındaki ülkeler Dünya ortalamasının (0,587) üzerinde seyretmiştir. 2024 yılı itibariyle Litvanya ve Letonya hariç, AB ülkelerinde iktisadi katılım ve fırsatlar endeksi cinsiyet eşitliği endeksinden daha yüksek gerçekleşmiştir. Bu durum, AB’ye üye olan ülkelerde cinsiyet eşitliğinin diğer boyutları olan sağlık ve eğitimde cinsiyet eşitliğinde iktisadi eşitliğe göre daha ileride olduklarını göstermektedir.

Şekil: Cinsiyet Eşitliği ve İktisadi Katılım Endeksi 2024

İşgücünde Cinsiyet Açığı

İşgücünde cinsiyet açığı basitçe kadınların ve erkeklerin işgücüne katılım oranlarının bölümüdür. Bu gösterge, kadınların işgücü piyasasına girmelerine engel olan unsurların bir çıktısı olduğundan toplumsal cinsiyet çalışmalarında en önemli gösterge olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu göstergenin bire yakın olması kadınların erkekler kadar emek arz edebildiklerini ve bunun karşısında engellerin az olduğu anlamına gelmektedir. Şekilde gösterildiği üzere işgücünde her iki yılda da cinsiyet açığının en düşük olduğu ülkeler İsveç(0,95-0,96) ve Finlandiya (0,95-0,96) olmuştur. Her iki yılda da bu göstergenin en düşük gerçekleştiği ülkeler sırasıyla Malta (0,55-0,68) ve İtalya (0,69-0,74) olmuş ve 2008 yılında dünya ortalamasının (0,69) altında kalmışlarken, 2024 (0,67) yılında ortalamanın üzerine çıkmışlardır. 2018-2024 arasında işgücünde cinsiyet açığındaki değişimi gösteren aşağıdaki tabloya göre işgücünde cinsiyet açığını en yüksek oranda kapatan ülke Malta olmuştur. Çekya, Polonya ve Romanya’da ise açık 2024 yılında 2018 yılına göre açılmıştır. İktisadi katılım ve fırsatlar endeksinde ortaya çıkan örüntü burada daha net görülmektedir. İşgücünde cinsiyet açığını en hızlı kapatabilen ilk beş ülkeden dördü küresel turizm merkezlerinden sayılan Malta, İspanya, Kıbrıs ve Yunanistan olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu bağlamda yatay katmanlaşma nedeniyle ağırlıkla kadınların çalıştığı turizm sektöründe yaratılan istihdam olanaklarının kadınların işgücüne katılımını olumlu etkilediği sonucu çıkabilir.

Şekil: İş gücünde cinsiyet açığı

Ücret Eşitsizliği Göstergeleri:

3.3. Ücret Eşitsizliği Göstergeleri: Dünya Ekonomik Forumu’nun yayınladığı Küresel Cinsiyet Eşitliği Raporunda ücret eşitliği iki yoldan ölçülmektedir. İlk olarak kadın ve erkeklerin kazandıkları ortalama gelirinin oranı hesaplanmıştır. Ardından Dünya Ekonomik Forumu’nun Yönetici Görüşleri Anketinden aynı işi yapan kadın ve erkeklerin aldığı ücretlere dayanarak hesaplanmıştır. Bunlar sırasıyla ücret açığı ve ücret eşitliği olarak isimlendirilecektir. Ücret farklılığı kadınların erkeklere kıyasla işgücündeki konumunun bir göstergesi olup, kadın ve erkeklerin refah düzeyleri üzerinde oldukça yüksek bir etkiye sahip olan derin toplumsal ve iktisadi unsurların ve gelişmelerin sonucunu temsil etmektedir. Kadın ve erkeklerin ücretleri arasındaki eşitsiz gelişim, kadınların yaşamları süresince yüksek kazanca sahip olma ihtimalini azaltan bileşik bir etkiye sahiptir. Dikey katmanlaşmadan ötürü kadınların erkeklere nazaran terfi olasılıkları daha düşük olup yüksek kazançlara erişimleri kısıtlı olduğundan ötürü de çalışma sonrası dönem, emeklilik, için daha az yatırım yapmak zorunda kalırlar. Bunlara ek olarak kadınlar aynı zamanda hane içi sorumlulukların baskısıyla iş süreçlerinden dışlandığından veya günlük çabanın önemli bir kısmını işe harcayamadığından ötürü kadınların yükselme olanakları kısıtlanmaktadır. Değerlere göre Dünya Ekonomik Forumu’nun Yönetici Görüşleri Anketi’nden toplanan ücret eşitsizliği verileri ile kadın ve erkeklerin kazandıkları ortalama gelirinin oranından elde edilen ücret açığı verisi arasında tutarlı olmayan bir ilişki bulunmaktadır. Malta, İrlanda, Yunanistan, Belçika ve Danimarka gibi ülkeler için ücret eşitsizliği verisi ücret açığından çok yüksek çıkmıştır. İlk veri eşit işe kadınlar ve erkeklere aynı ücret ödendiğini gösterirken diğeri çalışan kadınların erkeklere göre ulusal düzeyde daha az kazandıklarını göstermektedir. Dolayısıyla sonuçlara göre eşit işe eşit ücret politikasının uygulanmasına rağmen muhtemelen dikey katmanlaşmanın bir sonucu olarak kadınların ortalama olarak erkeklerden çok daha az kazandığı çoğu AB ülkesi için geçerli bir olgu olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu bağlamda ücret açığı verisini kullanmak daha gerçekçi bir tablo sunmaya yardımcı olacaktır. 2018 yılı için AB ülkeleri dünya ortalaması ile kıyaslandığında birkaç ülke dışında AB ülkeleri dünya ortalamasının altında bir başarım sergilemişlerdir. Ücret açığında ise Belçika, İtalya, Malta, Fransa, İrlanda ve Portekiz dünya ortalamasının altında bir başarıma sahip olurken bunlar dışındaki üye 41 ülkelerin hepsi ortalamanın üzerinde seyretmişlerdir. Birliğe daha eski tarihlerde üye olmuş veya kurucu ülkeler ile 2014 yılından sonra üye olmuş ülkeler arasında da daha önce incelenen göstergelerde olduğu gibi bir örüntü tespit edilememiştir. Küresel turizm noktaları arasında tespit edilen örüntü 2018 yılı için ücret eşitsizliği göstergelerinde tespit edilememiştir.

Şekil: Ücret Eşitsizliği Göstergeleri (2018)

2024 yılı için sonuçlar aşağıdaki şekilde sunulmuş ve ücret eşitsizliği ve ücret açığı göstergeleri arasında bir örüntü tespit edilmemiştir. Finlandiya, Belçika, İrlanda, Lüksemburg, Estonya ve Malta için eşitsizlik verisi ücret açığına göre çok yüksek çıkarken, Hırvatistan, Fransa, Portekiz, İspanya ve Bulgaristan gibi ülkelerde açıklık göstergesi çok yüksek çıkmıştır. Dolayısıyla, eşitsizlik verisinin anket verisine dayanarak dikey katmanlaşmanın ücretler üzerindeki etkisini hesaba almadığı gözlenmektedir. 2024 yılında da birliğe kurucu ülkeler veya eski tarihlerde üye olan ülkeler ile yeni üye olan ülkeler benzer sıralamalarda yer almaktadırlar. 2024 yılında en yüksek başarımı Slovenya göstermiş, Malta ve Avusturya en düşük başarıma sahip ülkeler olmuşlardır.

Şekil: Ücret Eşitsizliği Göstergeleri (2024)

  • Turizmde Kadın Emeği saha araştırması

    Turizmde Kadın Emeği saha araştırması

    “Turizmde Kadın Emeği” konulu saha araştırmasının amacı “Kaçkar Dağları Milli Parkı ve Fırtına Vadisi Havzası’nda turizm sektöründe çalışan veya çalışmak isteyen kadınların sorunları ve çö¬züm önerilerinin araştırılması ve Kaçkar Dağları Milli Parkı ve Fırtına Vadisi Havzası’nda turizm odaklı kadın girişimciliğinin durumunun tespit edilmesidir.”dir.

    Araştırmanın Lokasyonu

    Kaçkar Dağları Milli Parkı ve Fırtına Vadisi Havzası sınırları içe¬risindeki 33 kırsal yerleşme araştırmanın lokasyonudur.
    Araştırmanın yapıldığı kırsal yerleşmeler:
    1. Ayder Yaylası
    2. Huser Yaylası
    3. Kaçkar Yaylası
    4. Kaleköy Yaylası
    5. Karap Yaylası
    6. Karmik Yaylası
    7. Karunç Yaylası
    8. Kavrun Yaylası (Aşağı Kavrun ve Yukarı Kavrun Yaylaları)
    9. Gito Yaylası
    10. Koçdüzü Yaylası
    11. Komati Yaylası
    12. Komati Yaylası
    13. Lakubar Yaylası
    14. Lordeçur Yaylası
    15. Nafkar Yaylası
    16. Ovit Yaylası
    17. Palakçur Yaylası
    18. Palovit Yaylası
    19. Pokut Yaylası
    20. Sal Yaylası
    21. Samistal Yaylası
    22. Topluca Yaylası
    23. Trovit Yaylası
    24. Verçenik Yaylası
    25. Dikkaya Köyü
    26. Kale Köyü
    27. Meydan Köyü
    28. Ortaklar Köyü
    29. Ortayayla Köyü
    30. Şenköy, Çamlıhemşin
    31. Şenyuva Köyü
    32. Yukarışimşirli Köyü
    33. Zilkale Köyü

    Araştırmanın Metodolojisi

    Birinci aşamada, araştırmanın amacı çerçevesinde, yapılacak anket çalışmaları için öncelikle geniş bir literatür taraması gerçekleşti¬rilmiş; ekolojik turizme ilişkin temel istatistiki bilgiler elde edilmiştir. İkinci aşamada, Limitsizsiniz Danışmanlık firmasının uzmanları ve proje ekibiyle birlikte 26 sorudan oluşan anket formu geliştirilmiş¬tir. Saha araştırması, Haziran 2024 ayında Kaçkar Dağları Milli Parkı ve Fırtına Vadisi’ndeki 33 kırsal bölgede 1200 kişiyle yüz yüze görüşme metoduyla gerçekleştirilmiştir. Görüşmeler Limitsizsiniz Danışmanlık firmasının uzmanları ve Kaçed Derneği temsilcileri aracılığıyla gerçek¬leştirilmiştir. Toplam 1200 katılımcıya anket formunu cevaplamıştır. Üçüncü aşamada, sahada elde edilen verilerin analizi yapılmış¬tır. Araştırmada toplanan anket cevapları Limitsizsiniz Danışmanlık firmasının uzmanları tarafından data editi yapıldıktan sonra SPSS for Windows 19.0 programı kullanılarak analiz edilmiştir. Analiz yön¬temleri olarak; sonuçların yüzdesel dağılımlarını gösteren grafikler verilerek, ardında demografik özelliklerle çapraz değerlendirmelerin yapıldığı analizler yer almıştır. Ayrıca kategorik sorularla demografik özellikler arasında çok boyutlu ölçekleme analizi uygulanmıştır.

    “Turizmde Kadın Emeği” konulu saha araştırması yapıldıktan sonra kapsamalı ve detaylı bir araştırma raporu hazırlanmış ve 50 adet çoğaltılmıştır. Saha Araştırması Raporu Kitapçığı:

Ekolojik Turizm Potansiyeli Saha Araştırması

Ekolojik Turizm Potansiyeli Saha Araştırması Bu çalışmanın amacı, Kaçkar Dağları Milli Parkı ve Fırtına Vadi¬si’ndeki mevcut ekoturizm potansiyeli etkinliğinin ölçülmesi, yöre hal¬kının turistlere bakış açısı, ekoturizm ile ilgili karşılaştıkları sorunlar, ekoturizmden beklentileri ve ekoturizm daha etkin hale getirilebilme¬si için yöre halkının alternatif katılım olanaklarının araştırılmasıdır. Bu bölgenin doğal güzelliklerinin korunmasında ekoturizmin önemi büyüktür ve sürdürülebilir turizm ilkeleri bu amaç doğrultusunda hayata geçirilmelidir. Elit eğitim ve gelir düzeylerinin, ekoturizm ko¬nusundaki ilgiyi etkilediği bilinmektedir. Dolayısıyla, bu çalışmanın amacı, yerel halkı da içerecek şekilde sürdürülebilir turizmi teşvik eden politikaların belirlenmesi ve bu politikaların uygulanabilirliğinin araştırılmasıdır. Bu araştırmanın bir diğer amacı, doğal alanların ko-runması ve turizmin dengeye kavuşturulması için eğitim ve farkında¬lık kampanyalarının etkinliğinin incelenmesidir. Ekoturizm etkinlikle¬rine katılımın, daha yüksek eğitim ve gelir seviyelerine sahip bireyler arasında yüksek olduğu göz önünde bulundurulmalıdır. Bu nedenle, eğitim programlarının yanı sıra rehberlik, bilinçlendirme faaliyetleri ve girişimcileri teşvik etmek için destekleyici önlemlerin belirlenme-si bu çalışmanın hedefleri arasında yer almaktadır. Bu şekilde, çevre koruma çabalarını destekleyecek politikalar ve uygulamalar önerile¬bilecektir. Araştırmanın son amacı, yerel toplulukların çevresel sürdü-rülebilirlik programlarına daha fazla dâhil olmalarını teşvik etmektir. Doğal alanları korumanın yanı sıra kültürel deneyimlerin de önemli olduğu sürdürülebilir turizm çabalarında yerel halkın desteklenmesi gerekmektedir. Hem turist tercihlerine hem de işletmelerin etkinliği¬ne odaklanarak, bölgedeki turizm potansiyeli artırılabilir ve çevresel koruma hedefleri desteklenebilir. Bu nedenle, çalışmanın bu hedefleri doğrultusunda Kaçkar Dağları ve Fırtına Vadisi’nde sürdürülebilir tu¬rizmin gelişimine katkı sağlaması amaçlanmaktadır.

Araştırmanın Lokasyonu Kaçkar Dağları Milli Parkı ve Fırtına Vadisi Havzası sınırları içe¬risindeki 33 kırsal yerleşme araştırmanın lokasyonudur. Araştırmanın yapıldığı kırsal yerleşmeler: 1. Ayder Yaylası 2. Huser Yaylası 3. Kaçkar Yaylası 4. Kaleköy Yaylası 5. Karap Yaylası 6. Karmik Yaylası 7. Karunç Yaylası 8. Kavrun Yaylası (Aşağı Kavrun ve Yukarı Kavrun Yaylaları) 9. Gito Yaylası 10. Koçdüzü Yaylası 11. Komati Yaylası 12. Komati Yaylası 13. Lakubar Yaylası 14. Lordeçur Yaylası 15. Nafkar Yaylası 16. Ovit Yaylası 17. Palakçur Yaylası 18. Palovit Yaylası 19. Pokut Yaylası 20. Sal Yaylası 21. Samistal Yaylası 22. Topluca Yaylası 23. Trovit Yaylası 24. Verçenik Yaylası 25. Dikkaya Köyü 26. Kale Köyü 27. Meydan Köyü 28. Ortaklar Köyü 29. Ortayayla Köyü 30. Şenköy, Çamlıhemşin 31. Şenyuva Köyü 32. Yukarışimşirli Köyü 33. Zilkale Köyü

Araştırmanın Metodolojisi Kaçkar Dağları Milli Parkı ve Fırtına Vadisi’ndeki mevcut ekotu¬rizm potansiyeli etkinliğinin ölçülmesi, yöre halkının turistlere bakış açısı, ekoturizm ile ilgili karşılaştıkları sorunlar, ekoturizmden beklen¬tileri ve ekoturizm daha etkin hale getirilebilmesi için yöre halkının alternatif katılım olanaklarının araştırılması için Kaçkar Dağları Milli Parkı ve Fırtına Vadisi’nde kritik olarak belirlenen 33 kırsal bölgede anket uygulaması yapılmıştır. Araştırmadan elde edilen veriler “Kaç¬kar Dağları Milli Parkı ve Fırtına Vadisi’nin Ekoturizm Potansiyeli” ko¬nulu çalıştayına bir girdi olarak kullanılması beklenmektedir. Ayrıca bu sonuçların konu ile ilgili kurum ve kuruluşlara geniş ölçekli bir böl¬ge analizi sunacağı kanısındayız. Birinci aşamada, araştırmanın amacı çerçevesinde, yapılacak anket çalışmaları için öncelikle geniş bir literatür taraması gerçekleşti¬rilmiş; ekolojik turizme ilişkin temel istatistiki bilgiler elde edilmiştir. İkinci aşamada, Limitsizsiniz Danışmanlık firmasının uzmanları ve proje ekibiyle birlikte 26 sorudan oluşan anket formu geliştirilmiş¬tir. Saha araştırması, Haziran 2024 ayında Kaçkar Dağları Milli Parkı ve Fırtına Vadisi’ndeki 33 kırsal bölgede 1200 kişiyle yüz yüze görüşme metoduyla gerçekleştirilmiştir. Görüşmeler Limitsizsiniz Danışmanlık firmasının uzmanları ve Kaçed Derneği temsilcileri aracılığıyla gerçek¬leştirilmiştir. Toplam 1200 katılımcıya anket formunu cevaplamıştır. Üçüncü aşamada, sahada elde edilen verilerin analizi yapılmış¬tır. Araştırmada toplanan anket cevapları Limitsizsiniz Danışmanlık firmasının uzmanları tarafından data editi yapıldıktan sonra SPSS for Windows 19.0 programı kullanılarak analiz edilmiştir. Analiz yön¬temleri olarak; sonuçların yüzdesel dağılımlarını gösteren grafikler verilerek, ardında demografik özelliklerle çapraz değerlendirmelerin yapıldığı analizler yer almıştır. Ayrıca kategorik sorularla demografik özellikler arasında çok boyutlu ölçekleme analizi uygulanmıştır. “Turizmde Kadın Emeği” konulu saha araştırması yapıldıktan sonra kapsamalı ve detaylı bir araştırma raporu hazırlanmış ve 50 adet çoğaltılmıştır. Saha araştırması raporu:

Ekolojik Turizm Potansiyeli Çalıştayı

Kaçkar Dağları Milli Parkı ve Fırtına Vadisi’nde faaliyet gösteren 30 turizm ilgi gurubunun katılımıyla üç tam günlük bir çalıştay yapılmıştır. Çalıştay katılımcılarının tamamı kadınlardan oluşmuştur. Çalıştaya, Kaçkar Dağları Milli Parkı ve Fırtına Vadisi’nde faaliyet gösteren turizm işletmelerinin temsilen 14 kişi, Rizem Kültür ve Turizm Derneği’ni temsilen 1 kişi, Markarize Kültür ve Sanat Derneği’ni temsilen 1 kişi, Rize-Artvin Turizm Derneği’nin 1 temsilcisi, Karadeniz Turistik İşletmecileri Derneği’ni temsilen 1 kişi, Rize Kültür ve Turizm Müdürlüğünü temsilen 1 kişi, Kaçkar Dağları Milli Park Müdürlüğü’nü temsilen 1 kişi, Kaçkar Dağları Milli Parkı sınırları içerisinde kalan kırsal yerleşmelerde (köy, mezra ve yaylalar) yaşayan 10 kişi katılmıştır.

Çalıştay fotoğrafları:

“Ekolojik Turizm Potansiyeli” başlıklı çalıştayında tüm paydaşlar ile birlikte “Ayder Ekoturizm Eylem Planı” hazırlanmıştır. Ayder Ekoturizm Eylem Planı 50’şer adet Türkçe ve İngilizce olarak çoğaltılmıştır. Ayder Ekoturizm Eylem Planı Kitapçığı:

Kaced Sosyal Kuluçka Merkezi

Fırtına Vadisinde Kaced Sosyal Kuluçka Merkezi kurulmuş ve faaliyetlerine devam etmiştir.

Kaçkar Dağları Milli Parkı ve Fırtına Vadisi Havzasındaki kırsal yerleşim yerlerinde yaşayan işsiz kadınlar ve gençler, görme ve işitme engelli kadınlar ve gençlere ekoturizm uygulamaları konusunda eğitimler verildi; mentor desteği sağlanmıştır. Kuluçka merkezinde ayrıca turizm sektöründe hâlihazırda çalışan gençlere mesleki becerilerini artırmaları amacıyla eğitim verilmiş ve mentor desteği sağlanmıştır. Kuluçka merkezinden 100+ kişi faydalanmıştır.

Kaced Sosyal Kuluçka Merkezimizden Görüntüler:

Kaced Sosyal Kuluçka Merkezi Eğitimlerimiz

Fırtına Vadisinde Kaced Sosyal Kuluçka Merkezi kurulmuş ve faaliyetlerine devam etmiştir.

Kaçkar Dağları Milli Parkı ve Fırtına Vadisi Havzasındaki kırsal yerleşim yerlerinde yaşayan işsiz kadınlar ve gençler, görme ve işitme engelli kadınlar ve gençlere ekoturizm uygulamaları konusunda eğitimler verildi; mentor desteği sağlanmıştır. Kuluçka merkezinde ayrıca turizm sektöründe hâlihazırda çalışan gençlere mesleki becerilerini artırmaları amacıyla eğitim verilmiş ve mentor desteği sağlanmıştır. Kuluçka merkezinden 100+ kişi faydalanmıştır.

Kaced Sosyal Kuluçka Merkezimizde Verdiğimiz Eğitimlerden Görüntüler:

Kaced Sosyal Kuluçka Merkezi Eğitim Müfredatımız

Turizm Sektöründe Cinsiyet Eşitliği Projesi Kuluçka Merkezi Eğitim Organizasyonu Günlük Programı

Eğitim notları







Ön test


son test


Ölçme ve Değerlendirme Testi


katılımcı çizelgesi


Eğitim Kitapçıkları

Proje kapsamında altı bilgi kitapçığı hazırlanmış ve yayınlanmıştır:







Toplumsal Cinsiyet ile İlişkili Raporlar ve Endeksler

Toplumsal cinsiyet temelli eşitsizlikleri somut olarak göstermek için geliştirilmiş endeksler, dünyanın pek çok ülkesinde kadınların erkeklerle eşit olmadıklarını ve ayrımcılığa uğradıklarını doğrulamaktadır. Uluslararası Çalışma Örgütü, Dünya Bankası, Dünya Ekonomik Forumu, Avrupa Komisyonu ve Sosyal İzleme Örgütü tarafında yayınlanan istatistik ve raporlara göre, bütün dünya ülkeleri için hem küresel hem de bölgesel bazda işgücü piyasalarında toplumsal cinsiyet eşitsizliklerinin devam ettiğini ve daha çok kadınların aleyhine ayrımcılık yapıldığını ortaya koymaktadır. Bu eşitsizliklerin Türkiye'de de hüküm sürmekte olduğu görülmektedir.

Toplumsal Cinsiyet Uçurumu Endeksi

Kadınların ilerlemesini ulusların gelişmesinin önemli bir stratejik boyutu olarak kabul eden Dünya Ekonomik Forumu (World Economic Forum/WEF), toplumsal cinsiyet eşitliğini göstermek üzere 2005 yılından itibaren Küresel Toplumsal Cinsiyet Uçurumu Raporu’nu yayınlayarak Toplumsal Cinsiyet Uçurumu Endeksi (Gender Gap Index/ GGI) tespit edilmektedir. Bu endeks, kadınlarla erkekler arasındaki eşitsizliğin derinliğini ölçmek için, ekonomik katılım ve fırsatlar; eğitime erişim; sağlık ve hayatta kalabilme; siyasal güçlenme ile birlikte dört kritik alan belirlemektedir. Raporda, ülkelere 0 ile 1 arasında bir puan verilmekte, puan 1’e yaklaştıkça uçurum kapanmakta, 0’a yaklaştıkça derinleşmektedir.

Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Endeksi

Sosyal İzleme Örgütü'nün (Social Watch) 2023'da yayınladığı "Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Raporu"na göre, “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Endeksi/GEI”nde, ülkeler üç temel kriter olan “eğitim”, “ekonomik faaliyet” ve “kadının güçlendirilmesi” göz önünde bulundurularak puanlandırılmakta ve sıralanmaktadır. Eğitim alanında GEI, tüm seviyelerdeki okullaşma ve okur-yazarlık için cinsiyet ayrımcılığını dikkate almaktadır; ekonomik faaliyet alanında, ekonomik faaliyetlere katılım, gelir ve istihdamda açıklığı hesaplamakta ve kadının güçlendirilmesi alanında, yüksek nitelikli işler, parlamento ve üst düzey yönetici pozisyonlarında ayrımcılığı ölçmektedir. GEI, 0’dan 100 (en iyi seviye)’a kadar bir ölçekte her üç alanda cinsiyet ayrımcılığı için bir değer hesaplamaktadır. GEI, yukarıda bahsedilen üç alanın aritmetik ortalaması yoluyla hesaplanmaktadır.

Turizm Sektöründe Kadın Emeği

Birçok geleneksel kültürde kadınlar, başkalarının bakımı ile ilişkilendirilmekte ve çoğunlukla erkeklerden daha fazla aile sorumluluğuna sahip olmaktadırlar. Kadın ve erkekler için uygun olan davranışları belirleyen toplumsal cinsiyet normları aile içinde toplumsal olarak inşa edilen ailevi diğerkâmlık ile yakından ilişkilidir. Aile içerisinde yaratılan ve nesiller arasında yeniden üretilen bu tür sorumluluklar kadınların “cinsiyetini” yaratmaktadır (West ve Zimmerman, 1987; Brines, 1994). Kadınların icra ettikleri eylemlere atfedilen cinsiyet rolleri kadın emeği açısından iki temel sorunu yaratmaktadır. Bunlardan birincisi kadınlar bu tür sorumluluklar nedeniyle işgücüne dâhil olmamakta ve iş sahibi olmanın sağladığı iktisadi ve toplumsal üstünlüklerden faydalanamamaktadırlar. Aile içerisinde ve dolayısıyla toplumda aile geçiminin sorumluluğu erkeklerdeyken, ailenin bakımıyla ilgili sorumluluklar kadınlara yüklenmektedir. Bu da kadının toplumca kabul edilen asli sorumluluğunun aile bakımı olmasına yol açarak kadınların işgücüne katılmalarını engellemekte ve hali hazırda çalışmakta olan kadınların ise eksik istihdam edilmesine yol açmaktadır. İkinci sorun ise istihdamdaki kadınlarla ilgilidir. Yaratılan toplumsal cinsiyet normları emek arzını etkilediği kadar kadınların istihdam edildikleri mesleklerin yapılarını da 26 belirlemektedir. Kadınlar ağırlıkla “bakım emeği” barındıran meslek gruplarında istihdam edilmektedirler. Bakım emeği, kişisel özen gerektirmesi ve yüz yüze, ilişkisel düzlemde gerçekleştirilmesi nedeniyle geleneksel iktisadi iş tanımından ayrılmaktadır. Bu bağlamda bakım emeği basit bir hizmet üretiminden ziyade bu hizmeti sağlayanların sahip olduğu güdülerle de ilişkilidir. Bakım hizmeti, bunları sağlayanlar ve bunlardan faydalananlar arasında kişisel temas barındırmakta ve bu yüzden duygusal bağlar da içermektedir. Bu duygusal bağlar ise tarihsel ve kültürel olarak başkalarına (çocuklar, eşler ve yaşlılar) bakma görevinin inşa ettiği normlar tarafından kadınlara dayatılmaktadır. Bakım emeğinin gereklilikleri, kadınları başkalarıyla ve başkaları için çalışmak gibi müşterek ve özgeci değerleri içselleştirmeye teşvik etmiştir. Tam tersi bir durumda toplumsal olarak aile geçiminden sorumlu tutulmanın sonucu olarak inşa edilen toplumsal normlar ise erkeklerin ücret ve konum gibi daha rekabetçi ve bireysel değerleri içselleştirmesine yol açmıştır. Yukarıda değinilen farklı içselleştirme süreçleri de toplumsal olarak iş tanımına bir cinsiyet kazandırarak aile içinde yaratılan eşitsiz gelişimin istihdam süreçlerinde de yeniden üretilmesine yol açmaktadır. Bu bağlamda, bakım emeği gerektiren işler hali hazırda kadınların hane içinde “doğal olarak” sürdürmekte olduklarından finansal ödüle layık görülmemekte ve “gerçek” işlerden daha düşük ücretlendirilmektedir. Böylelikle kadınlar ilişkisel düzeyde yapılan hizmet sektöründe yatay katmanlaşmaktadırlar. “Cam duvar” olarak da isimlendirilen bu tür katmanlaşma sonucu erkeklere göre daha düşük ücretlendirilen ve güvencesiz sektörlerde yoğunlaşmaktadırlar. Çünkü bakım emeğinin bir sonucu olarak ilişkisel düzeyde gerçekleştirilen işler kadınların doğal işleri olarak görüldüklerinden, kadınlar yeteri kadar ödüllendirilmemektedir. Bu tür mesleklerin kadınların zenginleştirilmesi ve güçlendirilmesi için hiç değilse ilk basamak rolü gördükleri söylenebilir, buna rağmen kadınlar doğal üstünlüklerinin bulunduğu iddia edilen sektörlerde dahi yönetici konumuna gelememektedirler. “Cam tavan” olarak da bilinen bu durum erkeklerin, bakım emeğinin kullanıldığı sektörlerde dahi yönetici pozisyonlarında dikey bir şekilde katmanlaşmasına yol açmaktadır. Tüm yukarıdaki gelişmelerin sonucu olarak kadınlar bakım emeğinin doğası gereği hizmet sektöründe ve çoğunlukla ilişkisel mesleklerde yoğunlaşmaktadırlar. Bu meslekler de hali hazırda kadınların hane içinde devam ettirdikleri hizmetlerin bir uzantısı olarak görüldüğünden yüksek ücrete layık görülmemektedir. Bunun altında yatan temel neden bakım emeğinin toplumsal olarak değersiz görülmesidir. Bakım emeği değersiz görülünce de bunun bir uzantısı olan ve ilişkisel düzlemde gerçekleşen diğer ilişkili meslekler de değersiz görülmektedir. Dolayısıyla bu tür meslekler zaten kadınların hali hazırda yürüttükleri hizmetler olduğundan ötürü güvencesizleştirilerek elde edecekleri ödüller azaltılacaktır. Sonuç olarak bakım emeği, istihdamdaki kadınların daha düşük ücretli ve güvencesiz meslek türlerinde yoğunlaşmasına neden olurken diğer yandan da bu tür mesleklerde daha yüksek ücret kazanabileceği idareci pozisyonlarına gelememektedirler.

Ekoturizm Eylem Planı

Proje kapsamında gerçekleştirilen Ekotirizm konulu çalıştayda Ayder Yaylası’nın Eko-Turizm Eylem Planı(01 Ağustos 2024 - 31 Aralık 2026) hazırlanmıştır.

Eylem planı klasördedir. Kullanıcı, eylem planına tuşladığında pdf’yi indirebilsin.

Araştırma Raporları

Kaçkar Dağları Milli Parkı ve Fırtına Vadisi’nin ekoturizim potansiyeli ile kadın emeği konulu iki saha araştırması yapılmıştır.
Bu araştırma raporlarına aşağıdaki linklerdeki ulaşabilirsiniz:


Paydaş Ağımız

Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜR¬SAB): www.tursab.org.tr
Gender Studies, o.p.s. (Çekya): www.genderstudies.cz
Italian Association for Responsible Tourism-AITR (İtalya): www.aitr.org
Rize valiliği: http://www.rize.gov.tr/
Artvin Valiliği: http://www.Artvin.gov.tr/
Rizem Kültür ve Turizm Derneği: www.rizemturzim.com.tr
Markarize Kültür ve Sanat Derneği: https://turkiyeturizmansiklopedisi.com/markarize-kultur-ve-sanat-dernegi
Rize-Artvin Turizm Derneği: web adresi yoktur.
Rize Kültür ve Turizm Müdürlüğü: https://rize.ktb.gov.tr/
Kaçkar Dağları Milli Park Müdürlüğü: https://bolge12.tarimorman.gov.tr/Menu/46/Kackar-Daglari-Milli-Park-Mudurlugu
Sivil Toplum Geliştirme Merkezi: https://www.stgm.org.tr/
Kırsal Bölgelerdeki Kadın Hareketi Derneği (BIZ DE VARIZ): http://www.bizdevarizdernegi.org/
Sivil Toplum Diyaloğu Programı VI Güçlü Kadınlar İçin Sivil Toplum Diyalogu Projesi Yerel Yönetimde Kadın E-platformu: http://www.bizdevarizdernegi.org/e-platform-tr/e-platformtoplanti.html
Rize İl Tarım ve Orman Müdürlüğü: https://www.ogm.gov.tr/trabzonobm/kurulusumuz/rize-orman-isletme-mudurlugu
Artvin İl Tarım ve Orman Müdürlüğü: https://artvin.tarimorman.gov.tr/

Fırtınanın Rüzgarı Kaçkar Dağları Belgeseli

Proje kapsamında 1.4 dakikalık başlıklı belgesel hazırladık. Belgeselimizi izlemek için lütfen tıklayınız:

Kadın Emeği Konulu Araştırma

Kadın emeği konulu araştırmasının raporunu sesli ve görüntülü dosyasına bu linkten ulaşabilirsiniz:

Ekoturizm Konulu Araştırma

Ekoturizm konulu araştırmasının raporunu sesli ve görüntülü dosyasına bu linkten ulaşabilirsiniz:

  • TELEFON NUMARASI
    0542 805 16 53
  • MAIL ADRESİ
    yasar@kaced.org
  • WEBSİTESİ
    www.turizmvecinsiyet.net